Muzaffer, 18 yaşında iken İtalya’ya üniversite okumaya gittiğinde geçirdiği krizle birlikte sosyal hayattan kopmuştu. Artık evden çıkmıyor, arkadaşları ile irtibat kurmuyor, herhangi bir sosyal faaliyetin içinde yer almıyordu.
Adeta bir sinir küpü olmuştu. En ufak şeyde sinirleniyor ve öfkesi 3-4 gün boyunca devam ediyordu. Evde her gün bağırış çağırış, kavga hali vardı. Zaman zaman anne ve babasına şiddet uyguluyordu.
Muzaffer ile telefonda 2 defa görüntülü olarak kısa görüşme yapabildim. İlk görüşmemizin daha 5. dakikasında bağırıp çağırarak telefonu fırlatmış ve görüşmemiz yarım kalmıştı. Onunla neredeyse hiç program yapamadık.
Programa önce 3 ay kadar anne ve babası ile devam ettim. Daha sonra kız kardeşi ile çalışmalarımız sürdü. Şu ana kadar 10 ay geçti.
Programın uzamasında ailenin maddi imkansızlıkları da etken oldu. Verdiğim sadaka ve kurban gibi görevler için her defasında ay sonu beklendi. Bazen 2 ay sonra kurbanlar kesilebildi.
Problem kaynaklarını birer birer tespit ettik. Tespit edilen problem sebepleri, birer birer tevbeler ve sadakalar ile temizlendikçe, Muzaffer’de adım adım düzelmeler başladı. Öfkesi sakinleşti. Sokağa çıkmaya, dede ve nenesine ziyarete gitmeye, akraba düğünlerine katılabilmeye, namaz kılabilmeye, oruç tutabilmeye, zikir çekebilmeye başladı.
Programı uygulamakla, kız kardeşin hayatında da değişiklikler oldu. Östrojen, şeker, kandaki iltihap gibi değerleri normale döndü. 6 yıllık evli ve çocuğu olmayan kız kardeşte ilk defa düşükle gerçekleşen bir hamilelik oldu. Bu konuda eşiyle de çalışmamız olacak.
Kız kardeş ayrıca; namazlarına kalkabildiğini, uykudaki kabusların bittiğini, eşiyle arasının düzeldiğini ve muhabbet etmeye başladıklarını, sinirlerinin sakinleştiğini söylüyor.
Program akrabaları da etkiledi. Anne tarafındaki teyze ve dayı da bile düzelmeler oldu.
Dede artık sadece oğlunu değil diğer evlatlarını da görür hale geldi. Oysa onlar bu programa katılmamıştı.