Hasan bey bana 1987 yılından itibaren devam eden şikayetleri için başvurmuştu. Kendisi ile yaptığımız 1,5 aylık bir çalışma sonrası çözülen problemleri şu şekilde idi.
- 1987 yılından itibaren içe kapanma, toplumdan ve aileden kendini soyutlama ve yalnızlaşma.
- Zaman zaman vücuda ağırlık gelmesi.
- Bunu fark edip Ayet’el Kürsi, Felak ve Nas okumaya başlama anı sonrası esnemekten dua okuyamaz hale gelme.
- Bu ağırlığı fark etmeyip duaları okumaya çabalamama durumunda ise öfkeli ruh haline bürünme.
- Sol yanakta sinirlere bağlı yanmalar.(Elektrik çarpması hissi)
- Ağızda çok sık aft ve yaralar çıkması.
- Yolculukta şehir sınırları dışına çıkana kadar içte çok yoğun bir yanma.
- Seyahat sonu tekrar dönüşte tekrar iç yanması.
- Aile evine girmekte zorlanma, girdiğinde huzursuzluk ve gerginlik.
- Ailesel huzursuzluk.
- Beddua eden insan olma.
- Sürekli olur olmaz konularda eş ve kızla problem yasama ve sağlıklı iletişim kuramama.
- Anne ve öz abileri ile ilişki olmaması.
- Abisi ile mirasta problemler yaşama.
- Araba sürmekten kaçınma.
- Sürerken gerginlik ve huzursuzluk.
- Gaz ve mide ağrıları var.
Hasan bey bana 1987 yılından itibaren devam eden, birçok hocaya ve psikoloğa gitmesine rağmen çözüm bulamadığı şikayetleri için başvurmuştu.
1985 yılında işe girdiğinde konuşkan ve girişken bir kişilik iken evliliğinden birkaç ay sonra içe kapanık, suratsız bir adam olmuştu.
Son 5-6 yıl öncesine kadar gece uyuyama problemi yaşamıştı.
Yaşadığı şehrin dışında dinç olmasına karşın şehrin sınırlarında uykusuzluk ve yorgunluk hali basmaktaydı. Kayınpeder ile büyük problemler yaşamaktaydı.
Kendisi ile 1,5 aylık bir çalışma sonrası 36 yıldır devam eden iç yanması problemi ile birlikte birçok problemi çözüme kavuşmuş oldu Allah’ın izniyle.
Bu çalışmada tevbe kitabını bitirip birçok konuda sadaka vermekle beraber en etkili unsur, unutulmuş bir adağın yerine getirilmesi ve babasının mezarına yaptığı ziyaret olmuştu.
Kendileri oğullarının üniversiteyi kazanması üzerine adak yapmışlardı. Oğlu o yıl kazanamamış ama onlar kurbanı kesip kendileri yemişti.
Oğlu ertesi yıl kazanınca tekrar kesmemişlerdi. İstenilen şart yerine gelmeden adak yerine getirilemez. Ayrıca kendileri bu adaktan yememeleri gerekirdi. Tekrar kestirdik.
Babası eşi ile yaşadığı problemler sebebiyle bir gün, “Oğlum yaşa ve sen de gör” demişti. Kendisi aile kavgalarından ötürü annesini tutarmış. Evlilik hayatı boyunca devam eden problemlerinde oğlu da annesini tutmaktaydı.
Bunun üzerine “Tevbe İle Arınmak” kitabımdaki “Soy Bedduası” uygulamasını yapması için babasının mezarına gönderdim.
Mezar ziyareti sonrası çok büyük rahatladı. Gitmezden önce kafasının üstünde bir acı ve ağrı vardı. Giderken çok anormal gitmişti.
Peygamber efendimiz (sav) evlada bedduadan men etmiştir. “Kendinize beddua etmeyiniz; çocuklarınıza beddua etmeyiniz; mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir.” (Müslim, Zühd 74)
Hasan bey yıllar sonra eşinin bir akrabasının cenazesi için evlerine ziyarete gidebilmişti. Artık daha tahammüllü olmuştu. O suratsız hali gitmiş hatta espriler yapabilmeye başlamıştı.