Cenâb-ı Hak, tevbe ve istiğfâr eden kullarını sıkıntılardan kurtarır ve onlara pek çok lûtuflarda bulunur.
Bir defasında Hasan-ı Basrî’den dört kişi gelerek biri kuraklıktan, diğeri fakirlikten, öteki tarlasının verimsizliğinden, bir başkası da çocuğunun olmayışından şikâyette bulunmuştu. Hasan-ı Basrî onların her birine de “istiğfâr”ı tavsiye etti. Yanındakiler kendisine:
“–Efendim, bu kimselerin dert ve sıkıntıları farklı farklı, lâkin siz hepsine aynı şeyi tavsiye ettiniz?!” dediler. Hasan-ı Basrî Hazretleri, onlara şu âyet-i kerîmeyi okuyarak cevap verdi:
“Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsân etsin, sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nûh, 10-12)
Peygamber efendimiz de bu meyanda şöyle buyurur:
“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona;
*Her darlıktan bir çıkış,
*Her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve
*Ona beklemediği yerden rızık verir.”
Ebû Dâvûd, Vitir 26
(İbn-i Hacer, Fethu’l-Bârî, XI, 98; Aynî, Umdetü’l-Kārî, Beyrut ts. XXII, 277-278)