Maalesef günümüz insanı eleştirme, kınama, muhalif olma, takdir etmeme ve minnet etmemeyi bir kültür haline getirdi. Bu huylarımızın hayatımıza etkilerini mutlaka yaşıyoruz.
VAKA 1:
Aile 13 yaşındaki çocukları için başvurdu. Çocuğun 11 tane gasp, yaralama, hırsızlık, tehdit gibi suçlardan adli dosyası var. Hakim 13 yaşına girdiği için tekrar karşısına gelirse 9 yıl ile yargılanacağını söylemiş. İki defa psikiyatri ve iki defa da psikolog desteği almış. Psikiyatri ilaç başlamış, 18 yaşına kadar böyle devam edeceğini söylemiş.
Vaka tahlil edildiğinde karşımıza çıkan manzara şöyle; Çocuk sinirlenince gözü birşey görmüyor, “Sanki vücudumda başka birşey devreye giriyor, aklım başımdan gidiyor.” diyor. Olaydan sonra yaptıklarını hemen unutuyor. Anne baba dua edip okuyunca içi sıkılıyor.
ARKA PLAN:
Anne düğün hazırlıkları devam ederken yengeleri ile bir gün ekmek yapıyorlar. Yengesinin küçük çocuğu gelip unla oynuyor. O anda gelin hanım “Ya benim böyle bir çocuğum olsa boğar atıveririm.” diyor, yengesi de “Senin de olsun öldürüyor musun öldürmüyor musun gör bak.” demiş.
Babanın kardeşi çok problemli bir insanmış. Yeni gelin kayınvalidesine “Küçükken ağzının üstüne bir tane vurmamışsın.” diyor, kayınvalidesi de “Senin olsun da sen vur bakalım.” demiş.
Baba da hep sıkıntılı olan kardeşini kınarmış.
VAKA-2:
Öğretmen arkadaşım anlattı;
Doğuda öğretmen olarak çalıştığım dönemde eşimin öğrencisi oldukça gösterişe düşkün ve devamlı alışveriş yapmak istiyordu. Oysaki bu kız öğrencimizi özel okula gönderebilmek için memur olan anne ve baba kendi evlerini kiraya vermişler ve kurumun lojmanının bodrum katında kalmakta idiler. Ben o gün için bu kız öğrencinin halden dertten anlamaz halini yadırgıyordum.
Bugün bende iki kız babasıyım ve benim küçük kızım da maalesef aynı karaktere sahip. Dışarıya beraberce çıkıp da para harcamadan eve dönmemiz mümkün değil. Bizde eşimle beraber öğretmeniz ve bizde fedakarlık yaparak kızımızı özel okula gönderdik. Maalesef bizim kızımız da halden dertten anlamıyor. Sanki aynı senaryoyu şimdi biz oynuyoruz gibi.
Sadece bu da değil. Yakın bir akrabamızın kızı 7. sınıfta iken babasına son çıkan I-Phone modelini 2.500 tl’ye aldırmıştı. Bu defa da onu kınamıştım. Altı yıl sonra benim kızımda 7. sınıfta Samsung’un son modelini 2.500 tl’ye aldırdı. Yine de altı yıllık enflasyon farkını koyarsak ben karlıyım. 🙂
VAKA 3
Bir arkadaşımız okuduğu evrad-ü ezkara rağmen bir türlü iç huzuru yakalayamadığını yazdı. Ne okuyorsun günlük diye sordum. Günlük okudukları neredeyse benim haftalık okuduğum kadardı. Tekrar sordum “Okumayan insanları kınar mıydın?” diye. Kınamazdım ama kızardım ve yadırgardım diye cevap verdi. Mesele bazen de böyle çarpar bize. Adeta ilahi hüküm bize şunu der. “O bu kadarına istekli ve bu kadarına gücü yetiyor. Madem sen çok isteklisin o zaman hadi bakalım sen çok yap denilir. Çok yaparsınız ama sadece beş vakit namaz kılan insanın gönül huzur ve sükunetini yakalayamazsınız.”
VAKA 4:
50’li yaşlarda bir bayan ayak bileklerinin ağrısından şikayet etti. Tıbbi anlamda bir problem bulunamadığını ama ayak bileklerinin ağrısından gece geç saatlere kadar uyuyamadığını anlattı. İşin ilginç yanı bu bayan saatler boyu evinde temizlik yaparken ayak bilekleri hiç ağrımıyor fakat gece ise ağrıdan uyuyamıyordu.
Meseleyi biraz irdelediğimizde bu bayanın temizlik takıntısı vardı. Bu takıntının geri planında ise insanların ev temizliklerini beğenmiyor onları kınıyor ve hallerini yadırgıyordu. ” Ev hanımı olmalarına rağmen neden evlerinin temizliğine dikkat etmiyorlar?” diyerek onları yargılıyor ve insanların temizliğini beğenmediği için evlerinde yemek yemiyordu. Bu defa da o kınadığı amelin tersiyle imtihan yaşıyordu.
Cenab-ı Hakk’ın Kuddüs isminin sahasına müdahele etmiş. İnsanda Allah’ın 76 esması tecelli etmiştir. Herkeste bu esmalar farklı miktarda tecelli eder. Kimisinde Halim ismi tecelli etmiştir ve çok sakin bir yapısı vardır. Kimisinde ise Celal ismi tecelli etmiştir ve kabına sığmayan bir hali vardır.
TAHLİL:
“Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.” (Tirmizi, Kıyamet, 53)
Kınama, bela ve musibeti peşin satın almaktır. Kınama fiili insana iki şekilde geri dönüyor.
1. Ya aynıyla geri dönüyor.
2. Ya zıddıyla geri dönüyor.
“Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah’u Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir.” (Buhârî, Mezâlim 3)
“Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. ” (Ebû Dâvud, Edeb, 39)
“Kim bir ayıp görür de örterse sanki kabrine diri gömülmüş bir yavruya can vermiş gibi olur.” (Ebû Dâvud, Edeb, 38)
“Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, II, 46)
NE YAPMALI:
Kınama ile gelen enerji oldukça güçlüdür ve devamlı insanların hata ve kusurlarını kişiye farkettirir. İnsan bu durumda ısrarla bu günaha tevbe etmeli, bu günahının keffareti olması niyeti ile sadaka vermelidir.