Meşhur bir oyuncu, nazardan korktuğu için evini sirkeyle temizliyor, köpeklerini ve kendini sirkeyle yıkıyormuş.
Hayatının akışında bir şekilde problemler yaşanınca akla gelenlerden birisi de büyü ve nazar meselesidir.
Kişinin günahından ziyade, büyü ve nazarı haddinden ziyade önemseyen, sünnette olmayan batıl Havas ilminin uygulayıcıları, özellikle sirke ile ilgili birçok ritüel tavsiyesinde bulunurlar.
Şu sureleri, şu kadar sayı ile sirkeye oku evini sil ve yıkan gibi tavsiyeler sadece bidattir. Sünnette bir karşılığı yoktur.
Peygamber efendimizin (sav) sirke hakkındaki değerlendirmesi güzel bir rızık ve katık olması üzerinedir.
“Sirke ne güzel katıktır! Sirkesi bulunan bir ev, katıktan mahrum sayılmaz!” (Taberani, Kebîr, 24/437
Efendimiz (sav) kendisine yapılan büyüyü sirkeyle yıkanarak değil, Muavvizeteyn (Felak ve Nas Sureleri) okuyarak geçirmiştir. Bir kişi olumsuz bir durum ile karşı karşıya kaldıysa, sığınacağı ve yardım isteyeceği merci Allah (Celle Celalühü) olmalıdır.
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cinlerden ve göz değmesinden Allah’a sığınırdı. Nihayet Muavvizeteyn (Kul eûzu birabbi’l-felak ve kul eûzu birabbi’n-nâs) nâzil oldu. Ondan sonra Muavvizeteyn ile Allah’a sığınmaya başladı ve diğer duaları bıraktı. (Tirmizî, Tıb 16)
Allah ve resulüne savaş açarak kredi ile alınan, içinde namaz kılınmayan, lanet ve bedduanın havada uçuştuğu, anne ve babanın hürmet görmediği hayatın dine göre şekillenmediği evlerde şeytan cirit atar ve elbette ruhlar daralır.
Bu ruh darlığından ve bereketsizliklerden kurtulmanın yolu cahiliye adeti ile evi sirkeli sularla silmekle değil Müslümanca yaşamakla olur.