Seval hanımın eşi 2 ay önce bir başka kadın için kendisini terk etmişti. Gerçi bu, 17 yıllık evliliklerinde ilk aldatılma değildi.
Eşinin kendisini aldatmasına ve boşanmak istemesine rağmen Seval hanım hala deli gibi eşine aşıktı. Eğer geri gelirse severek yola devam edeceğini söylüyordu. Eşinin eve döneceği umudu hayatını kilitlemiş ve işlerini yapamaz hale getirmişti.
Ne yaptıysak bir türlü ilerleme sağlayamamıştık. Ta ki birgün, eşinin evde olduğu hafta sonu günlerinde, mutlaka makyaj yaptığını ama makyajım bozulursa eşim beni beğenmez, diyerek abdest alıp namazlarını kılmadığını anlatana dek.
Eşini, Allah’ın kendisine farz kıldığı vazifelere tercih etmişti. Bu, aşkta haddini aşmışlık ve apaçık bir şirk idi. Bu sebeple de şeytan kendisinde takıntı oluşturmakta idi.
İnsan için haddini aştığı her konu bir imtihana dönüşür. Seval hanım da maksadının aksi ile tokat yemişti. Eşi için Rabbini terk etmişti, sonuçta eşi de onu terk etmişti.
Bilinen manasıyla, herhangi bir varlığa “Bu benim Rabbim’dir” demek, şirktir. Ama şirk, sadece bununla sınırlı olmayıp birçok çeşidi vardır. Bunlardan birisi de sevgide haddi aşmaktır.
Allah’a karşı yapılması gereken veya Allah’tan ötürü yapılması gereken bir eylemi bir başka varlık için yapmak veya terk etmek cüzi olarak insanın o varlığı ilah edinmesidir ki bu da şirktir.
Lokmân(as) oğluna öğüt verirken: “Sevgili oğlum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır.”* demiştir. (Lokman suresi, 13)
Allah’ın hakkını Allah’a teslim etmeyip kullara teslim etmekle kişi, kendi nefsine zulmetmiş olur. Bunun ise dünya ve ahirette bir bedeli vardır.
Özellikle bugün şarkı sözlerinde bir çok şirk söz bulunmaktadır. Tevbe kitabımda bunları bir araya getirip istiğfar ettirdiğim bir bölüm var.
Bir çok okuyucu bu bölümün kendilerinde, ne çok şirk ifade kullandıkları konusunda bilinç oluşturduğunu söylemektedirler.
Şirk konusu herkesin detaylı bilmesi gereken bir konudur. Çünkü “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar.” (Nisa suresi, 48)