Peygamberimiz (sav): “Her insan hata yapabilir. Fakat hata yapanların en hayırlısı çokça tevbe edendir.”* buyurarak hiçbir kulun günahsız olamayacağını söylemiştir.
Allah’a karşı bir gaflet eseri olarak ve nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O’na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet 41, 36)
Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir. “Çünkü iyilikler kötülükleri giderir.” (Hud suresi, 114)
Tövbe edecek kimsenin iki rek’at namaz kılması, akabinde Allah’a hamd, Resûlüne (s.a.s.) salât ve selâm getirdikten sonra tövbe ve istiğfar etmesi ve salavat ve hamd ile bitirmesi tövbenin adabındandır.
Peygamber efendimiz (sav): “Bir kul herhangi bir günah işlediğinde, kalkar, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılar ve Allah’a istiğfar ederse, Cenâb-ı Hak muhakkak o kulunu mağfiret buyurur.” demiş ve akabinde şu ayeti okumuştur.
“Onlar (müttakî mü’minler), bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.”
(Âl-i İmrân, 135)”**
Tevbe Namazı 2 rekat olarak, namaz kılmanın mekruh olduğu kerahat vakitleri haricinde her zaman kılınabilir.
*(Tirmizî, Kıyâmet, 49/2499)
**Ebû Dâvûd, Vitr, 26/1521