Şeytanın her asır için insanlığı ifsat ettiği projeleri olmuş. Mesela; 19. Yüzyıl=Pozitivizm-Akılcılık, 20. Yüzyıl=Materyalizm-Kominizm, 21. Yüzyıl=New Age-Şirk.
Akılcılık ve maddecilikten umduğunu bulamayan insanoğlunun dine dönme çabaları başka bir boyutta darbe yiyor. Bizim büyük ümitle beklediğimiz ve dinin asrı olmasını ümit ettiğimiz 21. asır şifa akımları ile ifsada uğruyor. İslami motiflerle süslenmiş şifa akımları, 15 asırlık islamın saf tevhit inancını batıl ritüel ve inanışlarla adım adım törpülüyor ve ümmet şirke evriliyor. Bu akımlar her kültüre hitap edecek şekilde dizayn ediliyor. Seküler kesim için meditasyon ile sunulurken, islami kesim için ise zikirler, dualar ve ayetlerle soslanıp, bezeniyor.
Uygulayıcıların amacı insanlığı ve islam ümmetini ifsat etmek gibi bir art niyet değil aslında. Herbirisi kendi derdine çare ararken bu mecralarda çözüm buldukları için bu yolların fanatiği olmuş durumdalar. Anlatsanız da ikna etmeniz çoğunlukla zor oluyor.
Bu sistemleri anlayabilmek için öncelikle günahın ve şeytanın; sağlığa, karaktere, psikolojiye, aileye ve ekonomiye etkisini bilmek gerekiyor. Bu sistemlerde olan şey, şeytanın geri çekilmesinden ibaret. Ta ki, insanlar sisteme inansın, güvensin ve teslim olsun.
Hepsinin bolca türevleri olmakla beraber benim tespit ettiğim problemli şifa akımları şunlar:
1. Enerji uygulamaları (Bioenerji, acces, kuantum, reiki vs)
2. Bilinçaltı uygulamaları (Sembol dili, regresyon, aile dizimi, süryani temelli, Kur’an ile, miraç vs)
3. Havas (Muskacılık, bakım, nümeroloji, sayı sekansları, islami astroloji, esmalarla yapılan çalışmalar vs)
Din sosuna bürünmüş uygulamalarda; sünnette bir karşılığı var mı konusuna bakmalı. Kim olduğu belli olmayan hazretlere dayanan, kanırtma yorumlara itibar etmemeli.