Ümmü Sübyan muskası; sık sık düşük yapan, çocuğu doğunca çok küçük yaşta vefat eden, doğumdan sonra öfkelenme, içe kapanma, uyuyamama, yemek yiyememe, etrafında çeşitli hayvanlar görme, konuşmama, ağlama, huzursuzluk ve saldırgan davranışlar yaşayan kadınlar ve onların çocukları için yaptırılmaktadır.
Tevhit inancının şekillendirmediği toplumlarda insanoğlu başına gelen kötü olayları ruhlar veya doğaüstü varlıklarla ilişkilendirmiş, özellikle bazı hastalıkların bu varlıklardan kaynaklandığına inanmıştır.
Türk kültüründe alkarısı, Yunan mitolojisinde lamia, Yahudi mitolojisinde lilith, Mezopotamya mitolojisinde lamaştu, İran kültüründe al, Filipin folklorunda asuang, Malezya ve Endonezya’da pontianak ve penanggalan ismiyle nitelendirilen anlatımların bizdeki Ümmü Sübyan inanışı ile benzeri özellikler taşıdığı görülmektedir.
Sahih İslam kaynaklarında Ümmü Sıbyan ile ilgili her hangi bir değerlendirme bulunmayıp bu konunun dine intikali sünnette bulunmayan Havas ilmi ile olmuştur. Geçmiş kültürlerde yer alan bu inanışlar, Süleyman (a.s) ile ilgili anlatımlarla zenginleştirilerek İslam toplumlarında da kendine yer bulmuştur.
Hz. Süleyman’ın merkezde bulunması ve onun mührünün koruyucu olması; beş köşeli yıldız gibi kullanılan motifler ve resimler, söz konusu hikâyenin muhtemelen Yahudi kültüründen İslam toplumuna geldiğini ve zamanla sünnette yer alan bazı dua ve Kur’an ayetleri ile süslenerek İslami bir kılığa büründüğünü söyleyebiliriz.*
Hamilelik ve doğum süreçlerinde problem yaşayanlar unutulmuş adaklar, yapılan zulümler, alınan ve söylenen beddualar, kürtaj, evlilik dışı ilişkiler gibi kendi ve soylarının bir kısım hata ve günahlarına yoğunlaşmalıdır. Çünkü:
“Başınıza gelen her musibet, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder.” (Şura, 30)
Çözümü sünnette bulunmayan şirk muskalarda değil tevbe, istiğfar ve sadaka ile hataların telafisinde aramalıdır.
*Millî Folklor, 2021, Yıl 33, Cilt 17, Sayı 132