fbpx
İLETİŞİM +49 177 261 55 66

ZEKAT HESAPLA

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında kenarda nakit olarak bulunan Türk Lirası cinsinden paralarınızı giriniz.

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında kenarda nakit olarak bulunan döviz cinsinden paralarınızı giriniz. Her döviz türünü ayrı ayrı girerek sepete eklemeniz gerekmektedir.

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında kenarda bulunan altınlarınızı türlerine göre ayrı ayrı girerek sepete ekleyiniz. Hanefi mezhebinden olanlar ziynet eşyalarını da zekat hesaplamasına dahil ederler. Şafii mezhebinden olanlar ise küpe, yüzük, gerdanlık, kolye vb. altından mamul ziynet eşyalarını zekat hesaplamasına dahil etmezler. Zira onlara göre ziynet eşyaları asli ihtiyaçlardan olup bunlara zekat gerekmez.

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında kenarda bulunan gümüşlerinizi sepete ekleyiniz.

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında depolarınızda veya raflarınızda bulunan mamul veya yarı mamul ticari mallarınızı Türk lirası veya döviz cinsinden olmak üzere ayrı ayrı sepete ekleyiniz.

Asli ihtiyaçlarınız ve gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınız dışında hisse senedi, çek, senet, sukuk, kira sertifikası vb. diğer mallarınızı Türk lirası veya döviz cinsinden olmak üzere ayrı ayrı sepete ekleyiniz.

Zekâta tâbi olup olmama bakımından alacaklar üç kısımdır: Kuvvetli, orta ve zayıf alacaklar.

Bu programda sadece kuvvetli alacaklar üzerinden hesaplama yapılmaktadır.

Diğer alacak türlerinin zekatı ile ilgili bilgi sahibi olmak için soru cevap bölümüne bakınız

Türk lirası, döviz, altın, gümüş, ticari mallar ve zekata tabi diğer mallar kategorisindeki alacaklarınızı Türk lirası veya döviz cinsinden ayrı ayrı sepete ekleyiniz.

Sadece gelecek bir yıl içerisinde vadesi dolacak borçlarınızı Türk lirası veya döviz cinsinden ayrı ayrı giriniz.

Örneğin 10 yıl vadeli 180.000 TL ev borcu olan kimse gelecek bir yıl içerisinde 18.000 TL borç ödeyecekse borç olarak 180.000 TL değil 18.000 TL’yi ilgili alana girer.

Buğday ürününüzün miktarını, birim fiyatını ve zirai faaliyet esnasında oluşan sulama, ilaçlama, mazot vb. ekstra masraf yapıp yapmadığınızı ve masraf tutarını giriniz.

Yükleniyor...

Hesaplanmış mallarınız bulunmamaktadır

Zekatla İlgili Sık sorulanlar

Zekât, İslam’da mali bir ibadet olarak büyük bir öneme sahiptir. Yukarıdaki metin, zekâtın ödeme şekli, mükellefiyet şartları, ödeme zamanı ve zekâtın verileceği yerler hakkında detaylı bilgi sunmaktadır. Şimdi bu konuları özetleyelim:

Zekâtın Ödeme Şekli

  • Zekâta tabi mallar (altın, gümüş, ticaret malları vb.) aynen ya da kıymet olarak verilebilir.
  • Fakirler için en faydalı şekil tercih edilmelidir.
  • Nisap miktarında mal mevcutsa, sene dolmadan veya birden fazla yılın zekâtı önden verilebilir. Ancak nisap miktarı bulunmuyorsa, bu uygulama geçerli değildir.

Zekât Vermekle Mükellef Olmanın Şartları

  1. Müslüman, âkil ve bâliğ olmak: Gayrimüslim, deli ve çocuklar zekât ile mükellef değildir. Ancak İmam Şâfiî’ye göre çocukların ve delilerin malına zekât düşer.
  2. Nisap miktarı mala sahip olmak: Zaruri ihtiyaçlardan ve borçlardan arta kalan nisap miktarı mal sahibi olmak şarttır.
  3. Malın nemâ (artış) kabiliyeti: Ticaret malları, altın, gümüş ve kırlarda otlatılan hayvanlar gibi artış potansiyeline sahip mallar zekâta tabidir.
  4. Mala tam mülkiyet: Malın sahibi, malına tam anlamıyla sahip olmalıdır. Borç karşılığındaki mal veya rehinli mallar zekâta tabi değildir.
  5. Malın üzerinden bir yıl geçmesi (havl-i havelan): Nisap miktarındaki malın bir yıl boyunca sahibinin elinde olması gereklidir.

Zekâtın Ödenme Zamanı

  • Senenin sonunda hemen ödenmesi gerektiği kuvvetli görüştür. Özürsüz geciktirilmesi günah sayılır.
  • Bazı zayıf görüşlere göre, zekât hayat boyunca istenilen bir zamanda ödenebilir.

Zekât Verilecek Yerler

  1. Fakirler: Temel ihtiyaçlarından fazlası nisap miktarına ulaşmayanlar.
  2. Miskinler: Hiçbir şeye sahip olmayanlar.
  3. Borçlular: Borcu, sahip olduğu maldan fazla olanlar.
  4. Yolcular: Malı memleketinde kalmış ve bulunduğu yerde ihtiyaç sahibi olanlar.
  5. Mükâtebler: Hürriyetini satın almak için anlaşma yapmış köleler.
  6. Mücahitler: Allah yolunda ihtiyaçları olan gönüllü savaşçılar.
  7. Amiller: Zekât toplamakla görevli memurlar.

Önemli Hususlar

  • Zekât, fakirlere tam mülkiyetle verilmelidir; dolayısıyla bir fakiri evde oturtmak zekât yerine geçmez.
  • Bir kimse zekâtını bir kişiye ya da birden fazla kişiye dağıtabilir. Ancak zekât miktarını daha fazla ihtiyaç sahibi kişiye dağıtmak daha faziletlidir.
  • Fakir bir kimse, zekâtı mahkemeye giderek isteyemez, çünkü zekât bir ibadettir ve gönüllülük esasına dayanır.

Zekât, sahip olunan malın çeşidine ve zekâtın verilmesi gereken döneme göre farklılık gösterebilir. Borçlar ve temel ihtiyaçlar dışında, nisap miktarı kadar malı olan kimse, bunu altın değeri üzerinden hesaplayarak zekâtını verebilir. Bu hesaplama, 80 gram altın için 2 gram zekât verilmesi esasına dayanır.

Bir kişinin zekâta tabi olması için; Müslüman, ergin, özgür olması ve borçlarının ve temel ihtiyaçlarının dışında, en az bir yıl boyunca nisap miktarı mala sahip bulunması gerekir. Zekâta konu olan nakit para ve malların çeşitleri farklı nisap miktarlarına tabidir.

Zekât verilmesi gereken mallar beş grupta incelenir:

  1. Nakit ve kıymetli madenler: Altın, gümüş ve nakit paralar bu gruba dahildir.
  2. Madenler ve defineler: Yeraltından çıkarılan kıymetli materyaller ve saklı hazineler.
  3. Ticaret malları: Satış amacıyla elde tutulan ürün ve varlıklar.
  4. Tarım ürünleri ve meyveler: Doğal yollarla veya sulamayla elde edilen mahsuller.
  5. Evcil hayvanlar: Deve, sığır ve koyun gibi hayvanlar.

Zekâta Tabi Malların Nisap Miktarları

  1. Nakit ve Kıymetli Madenler: Altının nisabı 20 miskal, yani yaklaşık 80 gramdır. Gümüşte bu miktar, 200 dirhem olup şer’î ölçülere göre 560 gramdır. Nakit paraların zekâtı ise altın üzerinden hesaplanır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), 20 dinar altın veya 200 dirhem gümüş için yıllık zekât oranını yarım dinar ya da 5 dirhem olarak belirlemiştir.

  2. Madenler ve Defineler: Hanefî mezhebine göre, yeraltından çıkarılan madenler ve definelerde beşte bir oranında zekât alınır. Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezhepleri ise madenlerin zekâtını kırkta bir oranında kabul eder. Definelerde miktara bakılmaksızın beşte bir oran uygulanır.

  3. Ticaret Malları: Alım-satım amacıyla elde bulundurulan mal ve eşyalar, kıymetleri altın veya gümüş nisabına ulaştığında zekâta tabidir. Günümüzde ticaret mallarının zekâtı genellikle altın üzerinden hesaplanır.

  4. Tarım Ürünleri ve Meyveler: Yağmur suyuyla yetişen mahsullerden onda bir; masrafla sulanan ürünlerden ise yirmide bir oranında zekât alınır. Ebû Hanîfe’ye göre bu ürünlerde nisap şartı aranmaz, ancak Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed bir ton (5 vesak) miktarını nisap olarak kabul eder.

  5. Evcil Hayvanlar: Develerde nisap miktarı beş olup, bu sayıdan sonra her beş deve için bir koyun zekât olarak verilir. Sığırlarda otuz hayvandan itibaren zekât uygulanır. Koyun ve keçilerde ise en az kırk hayvan nisap miktarını oluşturur.

Bu malların zekât hesaplaması yapılırken malların cinsine göre farklılıklar dikkate alınır. Ticaret malları ve nakit paralar birlikte değerlendirilerek nisap hesaplanabilirken, hayvanlar kendi cinsleri içinde değerlendirilir.

Aylık gelirler, kırkta biri üzerinden doğrudan zekâta tabi değildir. Zekât, birikimlerin üzerinden bir yıl geçmesi durumunda hesaplanır. Birikim yapılmışsa, bu miktardan borçlar çıkarılır ve kalan tutar zekâta tabi olur.

Tevbe Suresi 60. ayeti, zekâtın sekiz farklı gruba verilebileceğini belirtir:

  1. Fakirler: İhtiyaç sahibi, maddi durumu yetersiz olanlar.
  2. Miskinler: Daha zor durumda olan, çaresiz yoksullar.
  3. Zekât Memurları: Zekât toplama ve dağıtma işinde çalışanlar.
  4. Müellefe-i Kulûb: Kalpleri İslam’a ısındırılmak istenenler.
  5. Köleler: Özgürlüğüne kavuşturulmak istenen köleler.
  6. Borçlular: Ödeme güçlüğü çeken borçlular.
  7. Fi Sebîlillah: Allah yolunda olanlar.
  8. Yolda Kalmışlar: Memleketinden uzakta, yardıma muhtaç yolcular.

“Fi Sebîlillah” Kavramının Anlamı:

Metnin odak noktası olan “fi sebîlillah” kavramı, “Allah yolunda” anlamına gelir. Bu ifadenin anlamı konusunda İslam alimleri arasında farklı yorumlar bulunmaktadır:

  • Dar Anlam: Bazı alimler, “fi sebîlillah” ifadesini sadece silahlı cihada katılan gaziler ve yolda kalmış hacılar olarak sınırlandırmıştır.
  • Geniş Anlam: Çoğu alim ise bu kavramı daha geniş yorumlamış ve Allah’a yaklaştıran her türlü hayırlı işi kapsadığını belirtmiştir. Bu yoruma göre, ilim tahsil edenler, İslam’a hizmet edenler, cami, köprü gibi hayır kurumlarının yapımına katkıda bulunanlar da “fi sebîlillah” kapsamına girer.

Önemli Alimlerin Görüşleri:

  • İmam Kâsânî: “Allah yolunda olanlardan maksat, Allah’a yaklaştıran her şeydir. İhtiyaç halinde Allah’a itaat yolunda çalışan herkes ve bütün hayır yolları bu kapsama girer.”
  • Fahrüddin er-Râzî: “Fi sebîlillah tabiri sadece gazilere mahsus değildir. Zekât bütün hayır yollarına verilir. Ölülerin techiz ve kefenlenmesi, kalelerin yapılması ve cami inşası bunlara girer.”
  • Elmalılı Hamdi Yazır: “Fi sebîlillah, mücahitler, hacılar ve ilim yolunda olanlardır. Ancak mücahitlerin cihatta ihtiyaç duydukları her türlü malzeme ve mühimmat bu kapsama girer.”

Zekâta tâbi malların temel özelliği, “artıcı, gelir sağlayıcı” olmalarıdır. Sanayi devrimi ve modern teknolojik gelişmelerle birlikte, fabrikalar, motorlu nakil araçları, büyük gelir sağlayan gayrimenkuller gibi yeni mallar ortaya çıkmıştır. Bu mallar, mülkiyetlerinin el değiştirmeden kiraya verilerek veya üretimde kullanılarak gelir sağlamaktadır.

Bu tür malların alım satımı yoluyla gelir sağlanmamakta; ancak kiralama veya işletme yoluyla kazanç elde edilmektedir. Bu sebeple, bu tür malların zekâta tâbi olup olmaması konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. İslâm bilginlerinden bazıları, bu malların üretim ya da kira gelirlerinin zekâta tabi tutulmasını savunmuşlardır. Bu gelirlere, zirâî mahsuller gibi 1/10 veya gayri sâfî gelir üzerinden 1/20 oranında zekât ödenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Nakil araçları, makineler ve fabrikalar gibi aşınmaya ve eskimeye uğrayan mallarda ise yıllık amortisman bedeli çıkarılacak ve kalan gelirin zekâtı hesaplanacaktır.

Sonuç olarak, kiraya verilen ev, işyeri, makine veya fabrika gibi malların safi geliri, belirli bir nisaba ulaşırsa, yıllık gelirlerinin onda biri (bürüt gelir üzerinden ise yirmide biri) zekât olarak verilecektir. Zekât, bu tür gelir getiren malların safi geliri üzerinden hesaplanır, kırkta bir oranıyla belirlenen zekât miktarından farklı bir şekilde.

Şafii mezhebine göre, kadınların takıları zekâta tabi değildir, ancak aşırıya kaçmayan miktarda olan takılar zekâttan muaftır. Kadının 200 miskali (818 gr.) aşmayan takıları, zekâta tabi olmayan takılardır.

Hanefi mezhebine göre ise kadının altın takıları, 20 miskal (80,18 gr.) ve üzerinde olursa zekâta tabi olur. Eğer altın miktarı bu sınırı geçiyorsa, zekât verilmesi gerekmektedir.

Kişi, nisab miktarına ulaşan altın ve gümüşü bir araya getirerek zekât vermek zorunda değildir. Örneğin, 10 miskal (40,9 gr.) altın ile 100 dirhem (280,5 gr.) gümüşü bulunan bir kişi, bu ikisinin toplamı nisaba ulaşsa bile, zekât vermekle yükümlü değildir.

Şafii mezhebi dışındaki diğer mezheplere göre ise, her biri nisab miktarından az olan ancak toplamı nisaba ulaşan altın ve gümüşe sahip olan kişi, toplam değerinin kırkta birini zekât olarak verir.

Zekât ve sadaka-i fıtır, benzer şekilde kimlere verilirse onlara verilebilir. Zekât, fakir olan akrabalara da verilebilir, ancak bunun bazı kısıtlamaları vardır. Özellikle, bir kişi usul (anne, baba, dede, nine, bunlardan yukarısı) ve furû (çocuk, torun) hariç tüm fakir akrabalarına zekât verebilir. Yani, kişi anne, baba, dede, nine, çocuk ve torunlarına zekât veremez.

Özellikle dede veya nine, torunlarına fitre veya zekât veremez. Çünkü, eğer torun bakıma muhtaçsa, anne ve babasının toruna bakması gerekir; dolayısıyla torunlarına bakmak, dedelerin ve ninelerin sorumluluğu değildir.

Zekât vermekle yükümlü olmanın şartları şu şekildedir:

  1. Müslüman, Âkıl ve Bâliğ Olmak: Zekât verecek kişinin Müslüman, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına ulaşmış olması gerekir. Gayrimüslimlere, akıl hastalarına ve bülûğa ermemiş çocuklara zekât farz değildir. Ancak, Şâfiî mezhebine göre çocukların ve akıl hastalarının mallarına zekât düşer, ve bu zekâtı vermekle velileri sorumludur.

  2. Nisab Miktarına Sahip Olmak: Zekât verecek kişi, temel ihtiyaçları ve borçlarından başka nisab miktarı (yani zekât vermeye yetebilecek miktarda) malı olmalıdır. Nisab, zekâtın farz olması için şeriatın belirlediği mal miktarını ifade eder ve bu miktar maldan mala değişir. Nisabı olmayan bir kimseye zekât düşmez.

  3. Malın Artma Kabiliyeti Bulunmalıdır: Zekât, malın büyüme ve artma kabiliyeti olan varlıklar üzerinden verilmelidir. Altın, gümüş, ticaret malları ve neslini çoğaltan ya da sütünü sağlamak amacıyla otlatılan hayvanlar bu kapsamda zekâta tâbi olan mallardır. Bu mallarda nemâ (artma) vardır.

  4. Malın Sahibinin Elinde Olması Gereklidir: Zekât verilecek malın sahibi o mala tam sahip olmalıdır. Örneğin, kocasından mehrini almamış bir kadına, o mehirden zekât düşmez. Ayrıca rehindeki mallar ve borca karşılık olan mallar üzerinden zekât verilmez, çünkü bu mallara tam sahiplik söz konusu değildir. Ancak, malı yanında olmayan bir kimse de zekâtını verebilir, çünkü malına vekil veya nâib aracılığıyla tasarruf edebilir.

  5. Bir Yıl Geçmiş Olmalıdır: Zekât verilecek malın üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır. Buna “havl-i havelan” denir. Bu süre, malın artması ve kıymet kazanması için gereklidir. Nisab miktarı, yılın başında ve sonunda bulunmalıdır. Yıl içinde miktarın geçici olarak azalması, zekâtın verilmesine engel değildir. Zekât hesaplaması için esas alınan yıl, kamerî yıl olup, 354 gündür.

Bir kimse, usul (anne, baba, dede, nine ve bunlar gibi) ve füru (çocuk ve torun gibi) hariç, tüm fakir akrabalarına zekât verebilir. Yani, kişi anne, baba, dede, nine, çocuk ve torunlarına zekât veremez. Ancak fakir kardeşlerine zekât verebilir.

Fitre, zekâtla benzer bir uygulamadır ve zekâtın verildiği yerlere verilir. Yani, fitre de zekât gibi fakir kişilere, aynı şekilde dağıtılabilir.

Sağlam (ödenmesi umulan, ödenmesinden ümit kesilmiş olmayan) alacakların zekâtı, müctehidlerin çoğuna göre (Hanefîler dahil) her yıl, alacaklı tarafından ödenir. İmam Mâlik’e göre ise sağlam olsun olmasın alacakların zekâtı, yalnızca tahsil edildiği yıl ödenir, geçmiş yılların zekâtı değil. Ayrıca, ihtiyaç sahibine borç vermek de bir yardım olduğu için bazı müctehidlere göre alacağın zekâtı ödenmez.

İmam Mâlik’in içtihadı ve borç verme yoluyla yardım etmenin bir çeşidi olması nedeniyle, uzun dönem borç verilmiş, maddi değeri düşmüş alacaklar için zekât verilmesi gerekmez.

Bir malın mülkiyeti ile elde bulundurmanın birleşmesi:
Bir malın zekâtının vacip olması için mülkiyetine sahip olmanın yanı sıra malın sahibinin elinde veya vekilinin elinde bulunması gerekir. Malın elde edilmesi umulmayan durumlar, zekâtı hemen gerektirmez.

Örnekler:

  • İnkâr edilen alacak,
  • Gasbedilen mal veya alacak,
  • Yitirilen mal veya para,
  • Denize düşen mal veya para,
  • Çölde gömüp yeri unutulan veya belirsiz hâle gelen mal veya para, gibi durumlarda zekât gerekmez. Ancak evde gömülü olup yeri kesin olarak bilinen mallar farklıdır, çünkü ciddi arama ile bulunabilir.

Borçlu İflas Etmişse:
Eğer borçlu iflas eder ve yıllar sonra durumu düzelirse, İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebü Yusufa göre geçen yıllara ait zekât, borç ödendikten sonra ödenir. Bu durum, kadı tarafından resmi belgelerle teyit edilirse, geçen yıllara ait zekât da ödenir.

Borçlu Kaçarsa:
Borçlu, borcunu ödememek için kaçar ve alacaklı da onu yakalayabilecek güçte ise alacağın zekâtı ödenir. Ancak, alacaklı bu durumda onu yakalamaya gücü yetmezse, zekât gerekmez.

Alacaklar üç kısma ayrılır:

  1. Kuvvetli alacaklar: Ödünç verilen paralar ve ticaret malları, borçlu tarafından inkâr edilmediği veya alacak senedi ve şahitler bulunduğu sürece zekâta tabidir.
  2. Orta dereceli alacaklar: Ticaret için olmayan mal karşılığı olan alacaklar (eski elbiseler, ev bedelleri gibi) zekâta tabi olur ancak nisap miktarı ele geçirilene kadar zekât verilmez.
  3. Zayıf alacaklar: Bir mal karşılığı olmayan alacaklar (miras, mehir, diyet gibi) zekâta tabi değildir.
Ask ChatGPT
Set ChatGPT API key
Find your Secret API key in your ChatGPT User settings and paste it here to connect ChatGPT with your Tutor LMS website.