Son dönemde bilinçaltı ve çeşitli enerji uygulamaları(bioenerji, reiki, acces, regresyon, theta, kuantum vs) derdine derman arayanlar için bir alternatif olarak yoğun bir şekilde gündeme geliyor.
“Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takib edeceksiniz.” (Buhari, Enbiya, 50)
Oysa meselenin islamla zerre kadar ilgisi yok. Batıda ruhsal şifa(spirütüel healing, geistheilung) olarak nitelendirilen bu uygulamalar oldukça yaygın. Almanya’da 15 bin İngiltere’de 14 bin ruhsal şifacı var.
Maalesef müslüman toplumların her geçen gün; inanç boşluklarının artması, ibadetlerden uzaklaşması ve faiz, zina, zulüm vs gibi günahların yaygınlaşması ile gerek psikolojik gerekse kronik fiziksel hastalıklar tüm dünyada olduğu gibi insanımızda da artmaya başladı.
Günah ve şeytanın insan üzerindeki etkileri, üzerinde çalışılması gereken olgulardır. Şeytan Kur’an-ı Kerim’in ifadeleriyle; insana vesvese verir, kötülüğe teşvik eder, sıkıştırır, dürtükler, kötü düşünce verir, fısıldar, iyi işleri yapma iradesini etkiler, unutturur, uyuşukluk verir, kuruntulara düşürür, düşmanlık ve kin duygusu verir, sihri ve büyüyü öğreterek kafir eder, haset ettirir.
Burada asıl problem şeytanın maharet ve tesir alanlarını ve sebep olduğu günahın ruh, beden, karakter, psikoloji, aile, toplum, bereket ve ekonomi üzerindeki etkilerini tam olarak bilmemekten kaynaklanıyor.
Bu tür batıl uygulamaların kişiye fayda vermesi ise, şeytanın bu sistemlerin yayılması için sebep olduğu problem noktasında kişiyi rahat bırakması ile ilgili. Çünkü şeytan çok iyi bir süsleyicidir. Bu tür unsurlarda yer alan; meditasyon, olumlama, imajinasyon, tütsü, koku, dua ve zikirler sadece uygulayıcının ve danışanın ikna olması için şeytanın araya serpiştirdiği ritüellerdir.
Duanın Manası: “Ey İnsanların Rabbi! Hastalığını giderip, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!” (İbni Mace, 3530)
Bizler için en selametli yol; “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” ( Muvatta, Kader, 3)
De ki: O, (Kur’ân) inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet, 44) Kur’an şifa için zikredilmekten ziyade hükümleri ile yaşandığı zaman “Gönüllerdeki dertlere şifâdır…” (Yûnus, 57). Ayrıca sünnetin her bir unsuru da maddi ve manevi şifa kaynağıdır. “Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz.”(Taberani) Günahların tevbe, sadaka, ve keffaretler ile telafi edilmesi, bu yolların sunduğundan çok daha fazla hayırlı sonuçlar vermektedir. Çünkü; “Size derdinizi ve onun devasını bildireyim mi?